KINA GECESİ
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde
develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır
sallar iken Doğa Bağ Evi diye bir yer varmış, burası geleneksel yemeklerin, köy
fırınında pişen ekmeklerin kokusuyla kendi doğal dekoru ile insanı büyüleyen
bir yermiş. Nihat hocanın yeri de derlermiş buraya herkesi mutlu etmek için
uğraşırmış Çocukları onun için çok değerliymiş. Çocukları kadar yeğenlerini de
çok severmiş. Gel zaman git zaman çocuklar büyümüş. Yeğenlerinden Yıldız güzel
mi güzel bir genç kız olmuş. Bu güzel kız bir gün evlenmeye karar vermiş. Aile
çok sevinmiş. Sevdiğiyle evlenmesine izin vermişler. Düğün için hazırlıklar
başlamış. Herkesi bir heyecan bir telaş sarmış ki sormayın. Alış veriş
yapılmış,Davetiyeler basılmış dostlara dağıtılmış.Derken düğün zamanı
gelmiş.Ama önce kına gecesi yapılacakmış.Herkes
bu geceyi kutlamak için bir araya
gelmiş.Bu gecede hüzün ve sevinç bir arada yaşanıyormuş.Çünkü gelin babasını
yakın bir zamanda kaybetmiş.(Sevgili Ali abi nur içinde yat)Onun yokluğu bütün herkesi hüzünlendirmiş. Bütün dostlar
onun yokluğunu fark ettirmemek için aileye destek olmuş.
O gece
gelin, yüzünde pullu al duvak ve bindallı kıyafeti ile genç kızların söylediği
türküler eşliğinde çıkagelmiş düğün yerine. Gümüş tepsi içinde getirilen kına,
gelinin avucunun ortasına altın konulup ellerine yakılmış. Avucunun içindeki
altınların maddiyattan çok manevi değeri varmış. Uğur ve bereketin simgesiymiş
bu altınlar. Yaşadığı sürece de saklanırmış. Bu arada havada renga renk küçük
mendiller uçuşmuş. Herkes bu mendillerden kapmaya çalışmış. Çünkü bunlar halay
mendiliymiş. Gelinin annesi (Sevgili Benal)geleneklere ve göreneklere çok değer
verdiği için kendi elleriyle lokumlar hazırlamış. Bu lokumlar bildiğimiz lokum
değil halk arasında lokul adı verilen küçük parçalar halin deki kurabiyelermiş.
Bunlarla beraber torbanın içinde çerezler ve eski arap kızı sakızları varmış. Durun
daha bitmedi. Küçük küçük, renk renk, desen desen işlenmiş keseler dağıtılmış
konuklara. Keselerin içinde maniler o günün anısına ait geleneksel giysi giydirilmiş bebek
anahtarlıklar varmış. Bu sırada gelin ile damatta o güzel sesleriyle konuklara türküler
söylemişler. O gece herkes bir arada olmanın, gelenek ve görenekleri yaşamanın
sevinci ile halay çekip oynamışlar. Gecenin sonunda Konuklara da genç çiftlere
mutluluk dilemek kalmış.Bu masalda burada bitmiş.
Adetlerin
yavaş yavaş yok olup terk edildiği bir zamanda bize bu masal tadındaki güzellikleri
yaşattığı için Gürsel ve Canbulat ailesine teşekkür ederim. Genç nesillere
aktaracağımız o kadar güzel kültürel miraslarımız var ki. Hepsine sahip
çıkmamız dileğiyle hoşça kalın.
Bahriye İplikci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder