14 Nisan 2016 Perşembe

URLA'DA RES

URLA'DA RES
                                                                    URLA’DA  RES
                Bütün duygularım altüst olmuş, her şeye karşı duyarlılığımı kaybetmiş bir şekilde televizyonun karşısında oturuyorum. Türkiye de her şey birbirine girmiş. Herkes mutsuz. Dayanamayıp kanal değiştiriyorum. Televizyondan gelen ses “İşte konuşulacak performans. Olay olay olay”
                Ne olay ama iki genç şarkı söylüyor.”Başım yukarıda meydan okuyorum hayata ve sana.”Sunulan program ile müziğin sözleri arasında ilişki kurmaya çalıştım. Acı bir gülümseme belirdi yüzümde. Program bizleri uyutabilmek için hazırlanmış ninni programı. Müzik ise aşk müziği olsa da, özgüvenin,  güçlü duruşun insanda ki etkisi… Ne müthiş bir şeydir o meydan okumak ,okuya bilmek.
                Canım sıkılıyor, dışarı çıkıp şöyle bir ormana doğru yürümek geliyor içimden. Bir anda kendimi Urla- Ovacık ormanında buluyorum. O kadar çok ağaç kesilmiş ki. Gördüğüm manzara karşısında boğazım düğüm düğüm bağırmaya çalışırken rüzgarın esintisiyle kulağıma yumuşak, üzgün ve isyankar bir ses geliyor. Sesin geldiği yöne bakıyorum .Gökyüzüne doğru uzanmış kocaman yaşlı bir ağacı.
-Yılardır sizlere hizmet ediyoruz. Nefes alış verişinizi düzenleyip havanızı temizliyoruz. Yorgunluğunuzu giderip huzur veriyoruz. Etrafımızda çiçek toplayıp şarkılar söylüyorsunuz. Sevdiklerinizle sohbet ediyorsunuz. Bu huzurun ve sessizliğin sizin için hiç mi önemi yok. Bizi katledip yok etmeye çalışıyorsunuz.
                Onunla konuşmaya çalışıyorum. Haykırarak dallarını tutup özür diliyorum. Fakat sesimi bir türlü duyuramıyorum. Yaşlı ağaç onlara verdiğimiz acıya meydan okuyarak devam ediyor.
-Ormanları yok ederek oteller, binalar, yapıyorsunuz. Şimdi son numaranız RES. Siz bunlara kısaca rüzgar gülü diyorsunuz. Bunun yıllar sonra doğru alanlara kurulmadığı sürece gül değil diken olduğunu anlayacaksınız. Ormanın size vermiş olduğu huzurun ve sağlığın yerine dayanamayacağınız bir ses olacak. Kocaman pervanelerin sesini duymaktan mutlu mu olacaksınız. Yaşadığınız yeri sadece siz değil, kuşlar, böcekler, bitkiler terk edip gidecek. Temiz enerji dediğiniz bu enerji asıl sizi temizleyip yok edecek.Bende gidiyorum buradan.Çünkü yarın kesmeye geliyorsunuz beni.
                Hayır diye bağırıyorum. Hayır, hayır… Bu sefer kendi sesimi duyarak irkiliyorum. Bedenim acılar içinde televizyona gözlerimi dikiyorum. Ninni programı devam ediyor. Ve biz hala seyredip uyuyoruz. Bu uykudan ancak birleşerek kurtulabiliriz. Haydi o zaman tüm Türkiye birleşip verilen karara meydan okuyalım.Yoksa Urla’nın sonunu hazırlayan nur topu gibi RES’i olacak. Geleceğimizi tehdit eden kabusa  HAYIR demek için sizi Urla’ya davet ediyorum.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                         
                                                                         Bahriye İPLİKÇİ
                                                                                     İzmir İzmir Kültür ve Sanat Dergisi
                       Not :Resim Klazomenai ve Zeytin Ağacının hikayesini anlatan kitabımdan alıntıdır.
                               Çizim Aysu İplikçi'ye aittir.