URLA’DA RES
Bütün
duygularım altüst olmuş, her şeye karşı duyarlılığımı kaybetmiş bir şekilde
televizyonun karşısında oturuyorum. Türkiye de her şey birbirine girmiş. Herkes
mutsuz. Dayanamayıp kanal değiştiriyorum. Televizyondan gelen ses “İşte konuşulacak
performans. Olay olay olay”
Ne olay
ama iki genç şarkı söylüyor.”Başım yukarıda meydan okuyorum hayata ve sana.”Sunulan
program ile müziğin sözleri arasında ilişki kurmaya çalıştım. Acı bir gülümseme
belirdi yüzümde. Program bizleri uyutabilmek için hazırlanmış ninni programı. Müzik
ise aşk müziği olsa da, özgüvenin, güçlü
duruşun insanda ki etkisi… Ne müthiş bir şeydir o meydan okumak ,okuya bilmek.
Canım sıkılıyor,
dışarı çıkıp şöyle bir ormana doğru yürümek geliyor içimden. Bir anda kendimi Urla-
Ovacık ormanında buluyorum. O kadar çok ağaç kesilmiş ki. Gördüğüm manzara
karşısında boğazım düğüm düğüm bağırmaya çalışırken rüzgarın esintisiyle
kulağıma yumuşak, üzgün ve isyankar bir ses geliyor. Sesin geldiği yöne
bakıyorum .Gökyüzüne doğru uzanmış kocaman yaşlı bir ağacı.
-Yılardır sizlere hizmet
ediyoruz. Nefes alış verişinizi düzenleyip havanızı temizliyoruz. Yorgunluğunuzu
giderip huzur veriyoruz. Etrafımızda çiçek toplayıp şarkılar söylüyorsunuz. Sevdiklerinizle
sohbet ediyorsunuz. Bu huzurun ve sessizliğin sizin için hiç mi önemi yok. Bizi
katledip yok etmeye çalışıyorsunuz.
Onunla
konuşmaya çalışıyorum. Haykırarak dallarını tutup özür diliyorum. Fakat sesimi
bir türlü duyuramıyorum. Yaşlı ağaç onlara verdiğimiz acıya meydan okuyarak devam
ediyor.
-Ormanları yok ederek oteller, binalar,
yapıyorsunuz. Şimdi son numaranız RES. Siz bunlara kısaca rüzgar gülü
diyorsunuz. Bunun yıllar sonra doğru alanlara kurulmadığı sürece gül değil
diken olduğunu anlayacaksınız. Ormanın size vermiş olduğu huzurun ve sağlığın
yerine dayanamayacağınız bir ses olacak. Kocaman pervanelerin sesini duymaktan
mutlu mu olacaksınız. Yaşadığınız yeri sadece siz değil, kuşlar, böcekler, bitkiler
terk edip gidecek. Temiz enerji dediğiniz bu enerji asıl sizi temizleyip yok
edecek.Bende gidiyorum buradan.Çünkü yarın kesmeye geliyorsunuz beni.
Hayır
diye bağırıyorum. Hayır, hayır… Bu sefer kendi sesimi duyarak irkiliyorum. Bedenim
acılar içinde televizyona gözlerimi dikiyorum. Ninni programı devam ediyor. Ve
biz hala seyredip uyuyoruz. Bu uykudan ancak birleşerek kurtulabiliriz. Haydi o
zaman tüm Türkiye birleşip verilen karara meydan okuyalım.Yoksa Urla’nın sonunu
hazırlayan nur topu gibi RES’i olacak. Geleceğimizi tehdit eden kabusa HAYIR demek için sizi Urla’ya davet ediyorum.
Bahriye
İPLİKÇİ
İzmir İzmir Kültür ve Sanat Dergisi
Not :Resim Klazomenai ve Zeytin Ağacının hikayesini anlatan kitabımdan alıntıdır.
Çizim Aysu İplikçi'ye aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder