21 Mayıs 2018 Pazartesi

KURTULUŞ MÜCADELESİNE KATILAN URLALILAR VE RENKLİ SİMALARI


KURTULUŞ MÜCADELESİNE KATILAN URLALILAR VE RENKLİ SİMALARI
    
       Kurtuluşumuzun kıvılcımı Çanakkale ile atılmış, İzmir’in İşgali ve Hasan Tahsin’in ilk Kurşunu ile devam etmiş, 19 Mayıs 1919 ile de resmen başlamıştır. 19 Mayıs Türk Ulusunun yeniden varoluşu için atılan ilk adımdır. Bu varoluş mücadelesi 29 Ekim 1923 e kadar devam eder. O günden bu güne yaşadığımız güzel günleri görebilmemiz için Kurtuluş savaşına katılan, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere mücadele eden o mangal yürekli insanları düşünürüm hep. Düşündükçe yüreğim burkulur, hüzünlenirim. Onlarla tanışıp, sohbet etmek ve neler yaşadıklarını dinlemek isterdim. Bir gün bu fırsat elime geçti.  Bu kahramanlarla bizzat kendim tanışamayıp, sohbet edemesem de Urla’da  yeni nesilleri bilgilendirmek için KURTULUŞLA İLGİLİ URLADAKİ RENKLİ SİMALAR ADLI YAZIYI kaleme alan Urla’lı Algan Bey ile tanıştım. Bunları benimle paylaşıp paylaşmayacağını sorduğumda memnuniyetle kabul etti. Bende sizlerle zevkle paylaşacağım. Okuyacağınız yazı Tamamen Algan Bey’in yazmış olduğu bilgilerdir.
                “Kurtuluş mücadelesinde adı karışan Urlalılardan benim bildiklerim ve tanıdıklarım; Sabri Yılmaz, Rıfkı Canpolat, Ahmet Erdil, Baytar Zeki ve Cemal Bey’dir.
                SABRİ YILMAZ : Babamın halasının damadı idi, yani Sabri Yılmaz’ın eşi, babamın hala kızı olurdu. Ailemizin eniştesi olmasına rağmen, hepimiz kendisine amca derdik. Urla’nın en renkli simalarından biriydi. Birinci Cihan harbi zamanında askeri savcı olarak, 3. Cumhurbaşkanımız olan Celal Bayar’la asker kaçaklarını yargılamıştır. Gerek diğer bazı Urlalılarla gerekse tek başına Anadolu’ya, Milli Kuvvetlere katılmak üzere kaçma teşebbüsünde bulunduğu halde başarılı olamamış, bir defasında kadın kıyafetinde kaçarken İskele yolunda yakalanıp, Yunan askerlerince bir hayli hırpalanmış. Milli Mücadelenin başlangıcındaki eylemleri ile İstiklal Madalyasını hak kazanmış, cesur, mert, dürüst bir Urlalı idi.
                Rıfkı Canpolat: Galiba Kavala kökenli idi. Hükümete giderken sol taraftaki Erinç sokağında otururlardı. Anlatılanlardan edindiğim bilgiye göre, işgal yıllarında Çerkez Ethem’in Kuvvayı Seyyare birliklerinde subaymış. Ankara Hükümeti kurulduktan sonra maiyeti ile birlikte Garp Cephesi Karargahına giderek Kuvayı Milliyeye katılmış. Çarşıda pazarda ellerini arkasına bağlayarak hafif kambur zayıfça, sarışın, mavi gözlü, gülümseyerek dolaşması halen gözümün önündedir. Saygın bir Urlalı idi.
                AHMET ERDİL: Küçük dayım Fatih Algan’ın kayınpederi idi. Sert mizaçlı, asker kökenli idi. Urla’da tütüncü Ahmet Bey diye bilinir. Çok alımlı beyaz bir atı vardı. Bizim eve bile atla gelirdi. İzmir’e giren süvari birliklerinde subaymış. Kurtuluşta Urla’yı çok beğenmiş, evlenip Urla’ya yerleşmiş. Urla’nın güneyinde Kazderesi mevkiinde güzel bağı ve meyvalıkları vardı. Giyimine kuşamına özen gösterir, Ulusal Bayramlarda İstiklal Madalyasını göğsünden eksik etmezdi. Dürüst kişiliğinden, Kemalist devrimci niteliğinden dolayı herkesten saygı gören bir Urlalı idi.
                ZEKİ BEY: Soyadını bilmiyorum. Baytar Zeki diye bilinirdi. Girit kökenliydi. Bizim asker Urla’ya gelirken nasıl olduysa birliğinden kopmuş. Klizmanda (Güzelbahçe) Seferihisar yönüne gideceğine tek başına deniz kenarından Urla’ya gelmiş. Halk bizim askeri aldığı duyuma göre güneydoğudan beklerken bir başına at üzerinde kuzeyden Urla’ya girivermiş. ”Yaşa var ol” sesleri içinde elini ayağını öpmeye yeltenmişler. Yıllarca Urla’da Hükümet veterinerliği yaptı. Ulusal bayramlarda İstiklal Madalyası ile meydana çıkardı.
                CEMAL BEY: Kimi Urlalı Üst teğmen, kimi Urlalı yüzbaşı olduğunu söylerdi. Kurtuluş savaşında süvari subayı imiş. Bende çok yakışıklı bir fotoğrafı vardı. Fotoğrafı benden istedi ona verdim. Bu onu son görüşüm oldu. İzmir’e kan ter köpük köpük akıp gelirlerken Menemende yanlışlıkla bir Türk askeri tarafından vurularak şehit düştüğü söylenirdi. Akan kanın döktüğü terin karşılığında zaferin tam hazzını almadan hak kettiği İstiklal Madalyasını göğsüne takmadan genç yaşta göçüp giden doğma büyüme bir Urlalı idi.”
                Evet!  Vatan için, gelecek için, bizim için mücadele etmiş bu güzel insanları unutmayalım. Kadir kıymet bilip kahramanlarımızı saygı, sevgi ve minnetle analım. YAŞASIN bize bu güzel vatanı emanet edenler. YAŞASIN bizi özgürleştirenler.
                                                                                              Bahriye İplikçi