KURTULUŞ
MÜCADELESİNE KATILAN URLALILAR VE RENKLİ SİMALARI
Kurtuluşumuzun
kıvılcımı Çanakkale ile atılmış, İzmir’in İşgali ve Hasan Tahsin’in ilk Kurşunu
ile devam etmiş, 19 Mayıs 1919 ile de resmen başlamıştır. 19 Mayıs Türk Ulusunun
yeniden varoluşu için atılan ilk adımdır. Bu varoluş mücadelesi 29 Ekim 1923 e
kadar devam eder. O günden bu güne yaşadığımız güzel günleri görebilmemiz için
Kurtuluş savaşına katılan, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere mücadele
eden o mangal yürekli insanları düşünürüm hep. Düşündükçe yüreğim burkulur, hüzünlenirim.
Onlarla tanışıp, sohbet etmek ve neler yaşadıklarını dinlemek isterdim. Bir gün
bu fırsat elime geçti. Bu kahramanlarla
bizzat kendim tanışamayıp, sohbet edemesem de Urla’da yeni nesilleri bilgilendirmek için KURTULUŞLA
İLGİLİ URLADAKİ RENKLİ SİMALAR ADLI YAZIYI kaleme alan Urla’lı Algan Bey ile
tanıştım. Bunları benimle paylaşıp paylaşmayacağını sorduğumda memnuniyetle
kabul etti. Bende sizlerle zevkle paylaşacağım. Okuyacağınız yazı Tamamen Algan
Bey’in yazmış olduğu bilgilerdir.
“Kurtuluş
mücadelesinde adı karışan Urlalılardan benim bildiklerim ve tanıdıklarım; Sabri
Yılmaz, Rıfkı Canpolat, Ahmet Erdil, Baytar Zeki ve Cemal Bey’dir.
SABRİ
YILMAZ : Babamın halasının damadı idi, yani Sabri Yılmaz’ın eşi, babamın hala
kızı olurdu. Ailemizin eniştesi olmasına rağmen, hepimiz kendisine amca derdik.
Urla’nın en renkli simalarından biriydi. Birinci Cihan harbi zamanında askeri
savcı olarak, 3. Cumhurbaşkanımız olan Celal Bayar’la asker kaçaklarını yargılamıştır.
Gerek diğer bazı Urlalılarla gerekse tek başına Anadolu’ya, Milli Kuvvetlere
katılmak üzere kaçma teşebbüsünde bulunduğu halde başarılı olamamış, bir
defasında kadın kıyafetinde kaçarken İskele yolunda yakalanıp, Yunan
askerlerince bir hayli hırpalanmış. Milli Mücadelenin başlangıcındaki eylemleri
ile İstiklal Madalyasını hak kazanmış, cesur, mert, dürüst bir Urlalı idi.
Rıfkı
Canpolat: Galiba Kavala kökenli idi. Hükümete giderken sol taraftaki Erinç
sokağında otururlardı. Anlatılanlardan edindiğim bilgiye göre, işgal yıllarında
Çerkez Ethem’in Kuvvayı Seyyare birliklerinde subaymış. Ankara Hükümeti
kurulduktan sonra maiyeti ile birlikte Garp Cephesi Karargahına giderek Kuvayı
Milliyeye katılmış. Çarşıda pazarda ellerini arkasına bağlayarak hafif kambur
zayıfça, sarışın, mavi gözlü, gülümseyerek dolaşması halen gözümün önündedir.
Saygın bir Urlalı idi.
AHMET
ERDİL: Küçük dayım Fatih Algan’ın kayınpederi idi. Sert mizaçlı, asker kökenli
idi. Urla’da tütüncü Ahmet Bey diye bilinir. Çok alımlı beyaz bir atı vardı.
Bizim eve bile atla gelirdi. İzmir’e giren süvari birliklerinde subaymış.
Kurtuluşta Urla’yı çok beğenmiş, evlenip Urla’ya yerleşmiş. Urla’nın güneyinde
Kazderesi mevkiinde güzel bağı ve meyvalıkları vardı. Giyimine kuşamına özen
gösterir, Ulusal Bayramlarda İstiklal Madalyasını göğsünden eksik etmezdi. Dürüst
kişiliğinden, Kemalist devrimci niteliğinden dolayı herkesten saygı gören bir
Urlalı idi.
ZEKİ
BEY: Soyadını bilmiyorum. Baytar Zeki diye bilinirdi. Girit kökenliydi. Bizim
asker Urla’ya gelirken nasıl olduysa birliğinden kopmuş. Klizmanda (Güzelbahçe)
Seferihisar yönüne gideceğine tek başına deniz kenarından Urla’ya gelmiş. Halk
bizim askeri aldığı duyuma göre güneydoğudan beklerken bir başına at üzerinde
kuzeyden Urla’ya girivermiş. ”Yaşa var ol” sesleri içinde elini ayağını öpmeye
yeltenmişler. Yıllarca Urla’da Hükümet veterinerliği yaptı. Ulusal bayramlarda
İstiklal Madalyası ile meydana çıkardı.
CEMAL
BEY: Kimi Urlalı Üst teğmen, kimi Urlalı yüzbaşı olduğunu söylerdi. Kurtuluş savaşında
süvari subayı imiş. Bende çok yakışıklı bir fotoğrafı vardı. Fotoğrafı benden
istedi ona verdim. Bu onu son görüşüm oldu. İzmir’e kan ter köpük köpük akıp
gelirlerken Menemende yanlışlıkla bir Türk askeri tarafından vurularak şehit
düştüğü söylenirdi. Akan kanın döktüğü terin karşılığında zaferin tam hazzını
almadan hak kettiği İstiklal Madalyasını göğsüne takmadan genç yaşta göçüp
giden doğma büyüme bir Urlalı idi.”
Evet! Vatan için, gelecek için, bizim için mücadele
etmiş bu güzel insanları unutmayalım. Kadir kıymet bilip kahramanlarımızı
saygı, sevgi ve minnetle analım. YAŞASIN bize bu güzel vatanı emanet edenler.
YAŞASIN bizi özgürleştirenler.
Bahriye
İplikçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder