ÇOCUK KALBİYLE 23 NİSAN
Kalbinin
derinliklerinde yaşadığı duyguları her an gören, hisseden annesi ile göz göze
geldi. Heyecandan parlayan ela gözlerinin
içine bakarak; beyaza boyanmış tenekelerde yetiştirdiği çiçeklerden, başını
sallayarak
“Koparabilirsin” dedi.
Tüm çiçeklerin kokusunu içine çekti. Gül,
sardunya, leylak, zambak…O da annesi gibi, koparmaya kıyamasa da Atasına olan
minnettarlığını çiçeklerle göstermek istiyordu. Bir de şiir okumak. Hem çiçek
topluyor hem de;
Sanki her tarafta var
bir düğün.
Çünkü en şerefli, en
mutlu gün.
Bugün 23 Nisan
Hep neşeyle doluyor
insan.
İşte bugün bir meclis
kuruldu.
Sonra hemen padişah
kovuldu.
Bugün 23 Nisan
Hep neşeyle doluyor
insan.
Bugün Atatürk’ten bir
armağan
Yoksa tutsak olurdun
sen inan.
Bugün 23 Nisan
Hep neşeyle doluyor
insan.
Şiirini
içinden tekrar tekrar okuyordu. “Ya unutursam” dedi annesine. Siyah okul önlüğünü
giymesine yardım eden, kolalı beyaz dantel yakasını düzelten annesi;
“Unutmak mı? Sen mi? “
“Benim çocuğum Gazi Mustafa Kemal Atatürk için okuyacağı
şiiri hiç unutur mu?” diyerek, gururla, içinden taşan şefkatle sarıldı.“Hadi şimdi doğru okula” dedi.
Atası için
toplayıp demet yaptığı çiçekleriyle okulun yolunu tuttu.Zil çaldı.
Herkes sıraya geçti. İşte! Okul müdürünün konuşmasıyla tören başlamıştı. Sıra
ona geldi. Kalbi küt küt atıyordu. Atasının heykeline yaklaştı. Çiçekleri
yanına bıraktı, selam verdi ve şiirini okumaya başladı.
Fakat bir
terslik vardı. Arkadan uğultular yükseliyordu. Şiiri tüm kalbiyle, sevgiyle
okuyordu. Bir terslik hissetmesine rağmen şiiri bitirmiş sonra onu dinleyen
topluluğa dönmüştü.O anda anladı
ki şiirini topluluğa sırtı dönük okumuştu. Ama sırtını atasına dönüp okuyamazdı
ki.O, yıllar önce, zor günlerde Türk
Milletine sırtını dönmemişti. Tüm dünyadaki çocuklara bayram armağan etmişti. Türk
Milletine özgürlüğünü vermişti. Yine de şaşkın bakışlar karşısında büyük bir
alkış almıştı. O günden sonra “Çocuk kalbiyle Atasına şiir okuyan kız” diye
anıldı okulda.
Aradan kırk yıl geçmesine rağmen, hala biraz mahcuptu. O yılları
gülümseyerek hatırladı.
Ama haklıydı,
Atasına sırtını dönemezdi ki. Tekrar gülümsedi ve “23 Nisan 1920’nin 100. Yılı
kutlu olsun Çocuk Kalbim” dedi sessizce tüm dünyaya bağırarak.
Bahriye İplikçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder