27 Nisan 2020 Pazartesi

ÇOCUK KALBİYLE 23 NİSAN







                                                   ÇOCUK KALBİYLE 23 NİSAN
      
                Kalbinin derinliklerinde yaşadığı duyguları her an gören, hisseden annesi ile göz göze geldi. Heyecandan parlayan ela gözlerinin içine bakarak; beyaza boyanmış tenekelerde yetiştirdiği    çiçeklerden, başını sallayarak
             “Koparabilirsin” dedi.
              Tüm çiçeklerin kokusunu içine çekti. Gül, sardunya, leylak, zambak…O da annesi gibi, koparmaya kıyamasa da Atasına olan minnettarlığını çiçeklerle göstermek istiyordu. Bir de şiir okumak. Hem çiçek topluyor hem de;
              Sanki her tarafta var bir düğün.        
              Çünkü en şerefli, en mutlu gün.
              Bugün 23 Nisan
              Hep neşeyle doluyor insan.
              İşte bugün bir meclis kuruldu.
              Sonra hemen padişah kovuldu.
              Bugün 23 Nisan
              Hep neşeyle doluyor insan.
              Bugün Atatürk’ten bir armağan
              Yoksa tutsak olurdun sen inan.
              Bugün 23 Nisan
              Hep neşeyle doluyor insan.
              Şiirini içinden tekrar tekrar okuyordu. “Ya unutursam” dedi annesine. Siyah okul önlüğünü giymesine yardım eden, kolalı beyaz dantel yakasını düzelten annesi;
             “Unutmak mı? Sen mi? “
             “Benim çocuğum Gazi Mustafa Kemal Atatürk için okuyacağı şiiri hiç unutur mu?” diyerek, gururla, içinden taşan şefkatle sarıldı.“Hadi şimdi doğru okula” dedi.
              Atası için toplayıp demet yaptığı çiçekleriyle okulun yolunu tuttu.Zil çaldı. Herkes sıraya geçti. İşte! Okul müdürünün konuşmasıyla tören başlamıştı. Sıra ona geldi. Kalbi küt küt atıyordu. Atasının heykeline yaklaştı. Çiçekleri yanına bıraktı, selam verdi ve şiirini okumaya başladı.
        Fakat bir terslik vardı. Arkadan uğultular yükseliyordu. Şiiri tüm kalbiyle, sevgiyle okuyordu. Bir terslik hissetmesine rağmen şiiri bitirmiş sonra onu dinleyen topluluğa dönmüştü.O anda anladı ki şiirini topluluğa sırtı dönük okumuştu. Ama sırtını atasına dönüp okuyamazdı ki.O, yıllar önce, zor günlerde Türk Milletine sırtını dönmemişti. Tüm dünyadaki çocuklara bayram armağan etmişti. Türk Milletine özgürlüğünü vermişti. Yine de şaşkın bakışlar karşısında büyük bir alkış almıştı. O günden sonra “Çocuk kalbiyle Atasına şiir okuyan kız” diye anıldı okulda. 
             Aradan kırk yıl geçmesine rağmen, hala biraz mahcuptu. O yılları gülümseyerek hatırladı.
Ama haklıydı, Atasına sırtını dönemezdi ki. Tekrar gülümsedi ve “23 Nisan 1920’nin 100. Yılı kutlu olsun Çocuk Kalbim” dedi sessizce tüm dünyaya bağırarak.
   
                                                                                         Bahriye İplikçi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder