19 Ağustos 2013 Pazartesi

ULAMIŞ’ TA ESEN TATLI RÜZGAR



                                            ULAMIŞ’ TA ESEN TATLI RÜZGAR


Öteden beri insanın yeteneğini , geleceğini yok eden tek şey yaşadığı çemberin içinden çıkamamasıdır. Tek bir alana yerleşip hapsolarak, yenilikleri reddetmek hatta ona başkalarının sunduğu güzel yararlı şeylere sırtını dönmek sanki insanın doğasında var. Kendi etrafına çevirdiği kale duvarlarının dışında neler olup bittiğini merak eden,oralarla bağ kurmak isteyen insan sayısı pek azdır nedense.Zordur çekip çıkarmak pek çoğumuzu bilindik,alıştığımız ortamlardan.Jüri üyeliği için Gündüz Polatkan’ın  sevgili eşi Cahide Polatkan ın ve  sırf dedi kodu olmasın diye yarışmaya girmeyen mütevazi köy muhtarı  Kadir Beyin tatlı  yarışmasına beni davet ettikleri Ulamış köyünde benzer bir örneği yaşadım.
O gün bu güzel insanları ilk defa görmeme rağmen yüzlerinden bir sorun olduğunu anlıyorum. Sonra öğreniyorum ki günler önce yarışma için belirlenen köy kahvesi son anda iptal edilmiş. Gündüz bey bundan dolayı  kahveciye biraz sitemkar  fakat tuttuğunu kopartır yapısı ve yaptığı işe olan saygısı yarışmanın gerçekleşmesi için çok önemli güvence oldu. Gözlemlerime devam ederken  bir anda kendimi kahvecinin yerine koyuyorum.  Ben kahveci olsaydım aynı sorumluluk bana verilseydi ne hoş olurdu diyorum kendi kendime. Kahveme değişik yerler den konuklar , belki de ilk defa annem,kardeşim,eşim ve komşu kızları  gelecek.Bu yarışma sayesinde kahvemde tezgahlar kurulacak ,köylüm buralarda  el emeğini satacak.Konuklar bunları görüp alacak.Köylüm para kazanırken kahvemde bol bol çay içilecek. Benimle sohbet edip köyüm hakkında bilgi alacak, karınları acıkanlar  bir şeyler alıp yiyecekler hatta benden ev yemeği  isteyecekler. Bende  yapabileceği en kolay şeyi annemden ya da komşumdan rica edip konuğumun karnını elbette ki para karşılığı doyuracağım. Çocuklar girip çıkacak. Sıcacık bir hava esecek kahvemde. Köylüm kağıt oynamak yerine köydeki  yeniliği canlılığı görüp destek verecek kendide kazanacak, böylelikle birliktelik doğacak. Tam bir panayır. Fakat hayal etmeyi bırakıp görevimin başına dönmeliydim. Arkadaşlarla yarışmanın yapılacağı yere gidiyoruz. Burası balonlarla süslenmiş pidecinin önündeki açık alan. Konukların ve jüri üyelerinin oturacağı sandalyeler de hazırlanmış sevimli bir yer olmuş. Yarışmaya katılanlar yavaş yavaş tatlıları ellerinde  geliyorlar. Görevli küçük kızlar tatlılara numara veriyor.Tüm katılımcılar tamamlandıktan sonra juri üyesi olarak Ebru sanatçısı  Güzin Kayır,seramik sanatçısı  Cangül Şimşek,sık sık methini işittiğim  Ulamış aşığı Şevket Meriç,ardından Halime Parlak katılamasa da vekili,ben ve jüri başkanı olarak Cahide Hanım hep birlikte yerlerimizi alıyoruz.
                 Gündüz Polatkan ın sunumuyla yarışma başlıyor. Yarışmacılar tek tek kendini tanıtıyor. Yaptıkları tatlılar hakkında bilgi verip, bizi etkilemeye çalışırlarken, tatlılarda lezzetleriyle kazanmak için kıyasıya damağımda mücadele ediyor. Karar vermek gerçekten zor olacağa benziyor. Puanlama yapmakta güçlük çekiyorum. Çünkü hepsi birbirinden güzel . Arada bir diğer jüri üyesi arkadaşlara bakıyorum onların da yüzlerinden zorlandıkları belli. Tatlıların,tadına bakmak çok güzel, puan vermek ise çok zor. Adil olabilmek  için özen gösteriyoruz. Son tatlıyı da tattıktan sonra puanları toplamaya geçiyoruz. Önce üç jüri üyesi puanları topluyoruz.Bir süprizle karşılaşıyoruz Sonuca inanamıyoruz. Tekrar topluyoruz. Sonuç aynı. Diğer jüri arkadaşlarımızla sonucu paylaşıyoruz onlarda şaşırıyor. Birbirimize şaşkın bakışlarla baksakta kazanan kişinin elinin emeği olduğunu ve hak ettiği konusunda hem fikiriz. Şaşkınlığımızın sebebi” ne “derseniz birinciliğe oturttuğumuz tatlının sahibinin geçen yıl yemek yarışmasında birincilik alan aynı isim olması.Fakat bu durum onun bu yarışmada da kazananmasına  engel değil.Çünkü yapmış olduğu şambali tatlısı bunu  gerçekten hak ediyor.Birincimiz Emine Hanımı tebrik ediyorum.
                Bir ara sevgili Cahide Hanımdan zeytinyağı fabrikasına gidileceğini duyuyorum. Bu güzel tatlı ziyafetinden sonra bir de zeytinyağı  kokusu ziyafetine katılacağım için heyecanlıyım.O anı sabırsızlıkla bekliyorum. Fakat küçük bir sorun çıkıyor karşımıza. Araba bir tane , biz altı kişiyiz. Belli etmesem de gidemeyeceğim diye kalbim yerinden çıkacak. Neyse ki devreye Kadir Bey  giriyor. O kadar mutlu oluyorum ki anlatamam. Bir kısmımız Gündüz Beyin arabasına bir kaçımızda Muhtar Kadir Beyin arabasına binip fabrikaya gidiyoruz. Arabadan iner inmez rüzgar kulağıma  Evliya Çelebinin Aydın ili için söylediği “Dağlarından yağ, ovalarından bal akar” sözünü  fısıldıyor.Bu güzel sözün sadece Aydın için değil Ege nin her tarafı için söyleneceğinin kanıtı sanki bu fabrika.. Burası mis gibi zeytin kokuyor. Öyle böyle değil. Keşke bu kokuyu şişeye doldurup parfüm olarak kullanmak mümkün olsaydı. Fabrikayı bize Burhan Bey gezdiriyor. Öyle sahiplenmiş ki fabrikayı anlatırken mutluluğu yüzünden okunuyor. İzmir in her yerinden, civar köylerden buraya zeytin geldiğini ve toplanan zeytinin yağının sadece %12 sinin kooperatife kaldığını söylüyor. Burası o kadar temiz üretim yapıyor ki değil İzmir ve civar köylerden memleketin her yerden gönül rahatlığıyla zeytin getirilebilir. Ayrıca mandalina reçeli ve enginar konservesi de yapılıyor. Burhan Bey, bize hazırladıkları mandalina reçellerinden hediye ediyor. Gösterdiği ilgiden dolayı kendisine teşekkür edip  oradan ayrılıyoruz.
Ben bu yarışma aracılığı ile çok güzel bir köy ve çok güzel insanlar tanıdım. İnşallah Ulamış yerlisi bu güzel fırsatları iyi değerlendirip bu güzel insanların, çalışmalarının kendi yörelerine değer katacağını fark ederler. Yarışma bittiği halde,bize köyü ve zeytinyağı fabrikasını tanıtmak için özel bir çaba harcayan bu güzel çift elbette,tam bir aydın sorumluluğu ile davrandılar.Çoğunlukla rastladığımız gibi, göstermelik bir yarışma ile işlerinin bittiğini düşünüp çekip gidebilirlerdi.Ama Polatkan çiftinin iyi niyetli çabaları dikkati çekmeyecek gibi değildi.Köyün çıkarlarına hizmet ettiler. Bundan sonra ulamış köyünün böyle olaylara daha sıcak bakması ve kendi yararına yapılan işlere sahip çıkması dileğiyle hoşça kalın . O gün yaşadığım her şey için Gündüz Beye , Cahide Hanıma,Kadir Beye ayrıca beni bu güzel insanlarla tanıştırdığı için sevgili arkadaşım Serap Bertan’a çok teşekkür ediyorum.
                                                                                  BAHRİYE İPLİKÇİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder